Erklärung zur Absage von der Ruhrtriennale 2018
Die Türkei ist ein Schmelztiegel verschiedenster Kulturen und stolz darauf ein Garten mit vielen Farben zu sein. Wir schätzen und pflegen den Reichtum unserer kulturellen Vielfalt. Unser ProjektMusic of Displacement reflektiert die Konsequenzen von Vertreibung und drückt gleichzeitig den Reichtum einer uns alle verbindenden Menschlichkeit aus. Es gibt nicht nur einen, sondern sechs Komponisten, die für Vertriebene sprechen, darüber hinaus Dichter, die keine spaltenden, sondern zutiefst menschliche und nachdenkliche Werke erschaffen haben, welche sich mit diesem Schmerz auseinandersetzen. Das Projekt befasst sich sowohl direkt als auch poetisch mit dem vielleicht tiefgreifendsten Problem unserer heutigen Welt und lädt das Publikum dazu ein, darüber nachzudenken. Es nimmt absichtlich keine parteipolitische Haltung ein, damit Komponisten, Dichter und Bilder für sich selbst sprechen können.
Jedoch durch das Erscheinen von Artikeln, wie zB. gestern in Die Welt, wird klar, dass wir nach Kriterien beurteilt werden, die nicht zu unserem Programm - Vertreibung und Flüchtlinge – passen, sondern sowohl durch politische Agenden als auch kleinliche Machtspiele. Und das inmitten einer wachsenden Rhetorik des Absoluten, von denen geschaffen, die nie in der Türkei gelebt haben, jedoch davon auszugehen scheinen, alles darüber wissen. Hezarfen Ensemble hat kein Interesse daran seine Arbeit für solche Zwecke vereinnahmt zu sehen. Das widerspricht den von uns benannten Idealen und würde Schaden bringen, statt des Friedens den wir anstreben. Am Ende ist klar geworden, dass die Arbeit des Hezarfen Ensembles benutzt wird und weiterhin benutzt werden wird:
1. in Versuchen, den Ruf von Stephanie Carp zu beschmutzen
2. als einverleibter Beweis für andere Agenden
3. um falsche Urteile und Annahmen über uns zu treffen, einfach weil wir ein Ensemble aus der Türkei sind
Das Hezarfen Ensemble zieht es vor, nicht in einer solchen Umgebung zu spielen. Diese wurde leider vor allem durch den Herausgeber der Welt-Zeitung, angefangen mit der BDS-Debatte, sowie mittlerweile auch durch weitere Debatten, verursacht und welche sich im Laufe der letzten Monate in einen Medienzirkus verwandelt haben. Unsere sorgfältige Arbeit, bevor sie überhaupt gehört oder gesehen wurde, wird für politische Schlagworte und Manipulationen verwendet, wobei das, was wir aus unserem Gewissen heraus zu sagen haben, deutlich von denen übergangen wird, die ihre Wahrheit auf die Verwendung bestimmter Wörter reduzieren und sich weigern die Welt aus anderen Blickwinkeln als durch ihre eigenen Lupen zu sehen. Das ist das Gegenteil von dem was Hezarfen Ensemble ist, ein multi-ethnisches, zeitgenössisches Ensemble mit Sitz in der Türkei, das Brücken in Kultur und Musik baut. Wir entschuldigen uns aufrichtig bei unseren Zuhörern die eigentlich zur Ruhrtriennale kommen wollten, um zuzuhören.
Hezarfen Ensemble
Istanbul,12.08.2018
Hezarfen Ensemble’ın Ruhrtriennale’den Çekilme Bildirisi
Türkiye, birçok farklı kültürün kaynaştığı renkli bir bahçedir. Bizler kültürel çeşitliliğimiz ile kıvanç duyuyoruz. Topluluğumuzun Göç Müziği-Music of Displacement adlı projesi; bir yandan insan olarak ortak noktalarımızın zenginliğini ifade ederken, zorunlu göçlerin doğurduğu sonuçları yansıtmak üzerine kurulmuştur. Proje kapsamında, göç etmek zorunda bırakılanların sesi olan altı farklı kültürden altı farklı besteciye ve ayrım yaratmak yerine sadece ortak insani paydalara tutunarak bu acıyı yansıtan şairilere yer verilmiştir. "Göç Müziği" projesi, hem doğrudan hem de şiirsellikle günümüzün belki de en derin meselesi olan mülteci sorununa işaret etmekte ve seyirciyi de bu konuda farkındalığa davet etmektedir. Proje, hiçbir baskıcı politik tarafı tutmamakta; sadece bestecilerin, şairlerin ve hazırlanan görsellerin kendi adına konuşmasını sağlamaktadır.
Ne var ki 11.08.2018 tarihli Alman Die Welt gazetesinde yayınlanan haberde görüldüğü gibi; projemizin içeriği olan göç ve göçmenler konusu; özü ile ilgisiz bir biçimde, başka gündem yaratma amacı güden, güç oyunları etkisinde kalarak boş söylemler içerisinde bulunan, Türkiye'de hiç yaşamadığı halde herşeyi bildiğini varsayan kişilerce saptırılmaktadır. Hezarfen Topluluğu olarak projemizin bu şekilde yandaşlaştırılmasına izin veremeyiz. Bu durum, başta ifade ettiğimiz inanışımıza ters düşmektedir ve yarar yerine zarar verir. Sonuç olarak, Hezarfen Topluluğu'nun emeğinin ve amacının aşağıdaki kötü amaçlar uğruna suistimal edilmek istendiği açıktır:
1) Festival yöneticisi Stephanie Carp'ı itibarsızlaştırmak
2) Başka gündemler için yandaşlaştırılmak
3) Türkiye'den gelen bir topluluk olduğumuz için yanlış yargılar ve çıkarımlar yaratmak
Hezarfen Topluluğu, yukarıda belirtilen olumsuz durumlar nedeni ile, Ruhrtriennale Festivali’ndeki konserini iptal etmeye karar vermiştir. Bu kararı almamıza, BDS tartışmasında kendini gösteren ve daha sonra özellikle Die Welt'in editörünün öncülüğünde büyüyen bir medya sirki neden olmuştur. Titizlikle planlanmış programımız ve tüm duyarlılığımızla iletmek istediğimiz mesaj, daha önce projemizi hiç duymamış, görmemiş; gerçeği basit ifadelere indirgemeye çalışan, onu kendi bakış açısıyla gölgelemek isteyen kişilerce saptırılmıştır. Bu tavır; bugüne kadar müzik ile kültürlerarası köprüler kuran, çok uluslu yapıya sahip Türkiye merkezli bir çağdaş müzik topluluğu olan Hezarfen Topluluğu'nun varoluş felsefesinin tam tersidir. Ruhrtriennale Festivali'nde gelip bizi dinlemeyi planlayan seyircilerimizden, bu iptalden dolayı içtenlikle özür dileriz.
Hezarfen Ensemble
İstanbul, 12.08.2018
Hezarfen Ensemble statement on cancellation from Ruhrtriennale
Turkey is a melting pot of diverse cultures and proud of being a garden of many colours. We cherish the richness of our cultural diversity. Our project Music of Displacement reflects on the consequences of displacement while expressing the richness of our common humanity. It gives voice to not one, but six composers speaking for displaced peoples, as well as poets who have created not division but deeply human and reflective works that grapple with this pain. It addresses both directly and poetically perhaps the most profound problem facing the world today, inviting the audience to reflect on this. It takes no partisan political stance quite intentionally, allowing composers, poets, and images to speak for themselves.
However, with the appearance of articles such as the one which appeared yesterday inDie Welt, it is clear we being judged on criteria which fit not what our programme is about–displacement and refugees–but either political agendas or petty power plays, amidst a growing rhetoric of absolutes created by those who have never lived in Turkey, yet seem to assume they know everything about it. Hezarfen Ensemble has no interest in its work being co-opted for such purposes. This is against our ideals that we stated and would bring harm instead of the peace we aim. In the end it is clear our work is being and will be used:
1. in attempts to smear the reputation of Stephanie Carp
2. as co-opted evidence for other agendas
3. to create false judgments and assumptions made about us simply because we are an ensemble from Turkey
Hezarfen Ensemble prefers not to play in such an environment. This was unfortunately caused especially by the editor of Die Welt, beginning with the BDS debate, but now also others, which has over the last months turned into a media circus. Our careful work, before even being heard or seen, is used for political soundbytes and manipulation, where what we have to say from our consciences will clearly be drowned out by those who reduce their truth to the use of certain words, and who refuse to see the world in other ways except through their own lens. This is the opposite of what Hezarfen Ensemble is about, a multi-ethnic contemporary ensemble based in Turkey which builds bridges in culture and through music. We apologise sincerely to our audience who actually intended to come to Ruhrtriennale to listen.
Hezarfen Ensemble
İstanbul, 12.08.2018